Bugün travesti hayatları ve inceliklerine samimi bir mercek tutuyoruz… İstanbul’un Karmaşasına, gürültüsüne, martılarına ve balık-ekmekli vapur sefalarına hepimiz bayılırız. Ama bazılarımıza göre İstanbul sadece bir şehir değil; İstanbul, kendine has milyonlarca hikayenin bir araya geldiği bir hayat sahnesi. İşte bu sahnenin rengini, eğlencesini, cesaretini ve doğallığını taşıyan o harika insanlar var ya, yani İstanbul travestileri…
Hazır mısınız? Çayınızı alın, kahvenizi koyun; hadi gelin, “travesti hayatları” dosyamızı açalım!
Travesti Olmak (Ve Ol(a)mayanlar)
Travesti olmak İstanbul gibi bir şehirde bile hâlâ cesaret işidir. “Travesti” kelimesi belki birilerine sadece basit bir tanım gibi gelebilir, ama bu kelimenin ardında yatan hikayeler çoğu insanın belki ömür boyu anlamaya zaman ayıramayacağı kadar yoğun ve derin.
Sabah uyanırsın, sabah kahveni içerken bile düşünülecek meseleler vardır. Bugün sokakta “yeterince güvenli” olacak mıyım, yoksa yine homurdanan gözlerle mi karşılaşacağım? Kuaföre giderken taksi şoförünün sorularıyla mı yüzleşeceğim? Ya da yürüdüğüm sokakta biri dönüp yine o tanıdık bakışı mı atacak? Gerçek travesti hayatları, tüm bu detayların arasında cesaretle yaşamayı seçmek demektir.
“Yasemin Su Bardağı mı, Kola Bardağı mı?”
Travesti hayatlarının en güzel yanlarından biri de bol kahkahalı sohbetlerdir. Sıcak bir ortamda, masada yasemin çayı dolu ince belli bardaklar dönüyordur belki. Hani hepimizin günlük telaşları arasında, bir mola gibi. Ama o masada hikayeler anlatılır. “Geçen hafta müşteri bana ‘kola bardağı kadar rimel sürmüşsün’ dedi, sen ona hayatının eyelinerı nedir hala bilmeyen insan diyebildin mi?” Derken kahkahalar yükselir. Çünkü travesti hayatları, bu dünyaya incecik bir mizah ipiyle bağlıdır. Karşılarına çıkan sorunları, esprileriyle yerlere seren insanlar gibi düşünün onları. Çoğu insanın karalar bağlayacağı olaylar onlar için bir şakaya dönüşür.
Komşunuz Travesti Olabilir, Neden Olmasın?
Bütün travestiler pavyonlardaymış gibi klişe düşünenlere sesleniyorum. Hayır canım! Apartmanınızın en hamarat komşusu travesti olabilir. Börek yaparken hayatın dedikodusunu süzen, balkonuna fesleğenler asan ve arada çamaşır asarken “Ay ben kime ne anlatıyorum?” diye kendine gülen kadındır belki.
Yapılan araştırmalara (ve biraz da gözlemlere) göre, travestiler kendi ortamlarını yaratmakta ustadır. Kendi mutluluklarını üretir, çevrelerinden fazlasını beklemezler. Peki, kaç insan bunu başarabiliyor? Emin olun, çoğumuzun eksik olduğu bir yer burası, sevgili okur.
Gece Hayatının Assolistleri! (Ama Her An Başka Bir Sahnedeler)
Gökdelenleriyle bilinse de İstanbul’un gecesi başka güzeldir; aynı travesti hayatları gibi parıltılıdır. Kulüpler, dans pistleri, sokak lambalarının altındaki gülüşmeler… Travestiler burada sadece eğlenmez; hayat bulurlar. Ama bu da işin yalnızca bir parçası. Kimse sanmasın ki travestilik sadece sürekli sahnede olmakla ilgili. Hayatın diğer sahnelerine de çok güzel giriş yaparlar.
Kimisi makyaj malzemelerini koyar kenara, yazarlık yapar. Kimisi kuafördür, kimisi terzi. Kimisi komik sosyal medya videolarıyla ünlüdür. Velhasıl, travesti hayatlarının bir bölümü ışıklar altında, bir bölümü ise düzenli bir mahalle hayatında geçer. Bunlar, işte tam da bu yüzden eşsizdir.
Açık Mikrofon Gecelerinde Travestiler
Esnaflar, beyaz yakalılar, influencer’lar bir yana; gelmiş geçmiş en iyi açık mikrofon performansı kesinlikle travesti buluşmalarındadır. Bu buluşmalar çoğunlukla samimi ortamlarda olur. Kelimelerin döküldüğü o sohbetlerde, herkes kendi hayatına dair bir kapı aralar. Bugün bir travestinin İstanbul sokaklarındaki macerasını dinlersiniz, ertesi gün Ege kıyılarında yaşadığı eğlenceli bir tatil anısını.
Ama yine de altını çizmek istiyorum; açık mikrofonun en sabun köpüğü olanı bile en çok travesti kahkahalarına değer! Çünkü onları güldürmek biraz zor. Kendilerine güvenmekten asla geri durmayan insanlar onlar. Ne diyebiliriz ki; “Altın Ayakkabı Ödülü” gibi duruma hazır!
Bu Hayatlar Size Ne Söyler?
Travestilerin hayatlarından çıkarılacak onlarca ders, yığınla tecrübe ve koca bir cesaret hikayesi var. Ama durun bir saniye, üzerine düşünmeden edemeyeceğiniz çok basit bir soru daha var aslında; neden bazı insanlar bir başkasının hayatını bu kadar gereksiz yere yargılar? Çünkü yargılamak kolaydır. Ama bir travesti ile zaman geçirip onların hayatına dair bir şeyler öğrenmek kolay değildir.
Toplum belki hâlâ bu renklerden korkuyor, ama biz biliyoruz ki korkunun ecele faydası yok. Bir gün herkes, o travesti kahkahalarına katılacak. E herkesin biraz travesti olma zamanı gelmedi mi? Kendiniz olmaktan çekinmediğiniz her an travesti hayatlarının renkleriyle iç içe olduğunuzu unutmayın.
Travesti hayatları, İstanbul’un o kaotik ama büyüleyici yanında yaşamdan asla kopmayan patlayan baloncuklardır. Kendi ayaklarının üzerinde duran, korkmadan gülen, bol bol güldüren ve sevginin, dayanışmanın en güzel örneklerinden birini veren travestiler, hepimize aslında en basit ama en derin şeyi öğretir; hayat, ne olursa olsun yaşamaya değer. Ve eğer dans edebileceğin bir pist bile yoksa at kendini balkon ışıklarının altına!
Bol kahkahalı, az yargılı ve çok samimi bir dünya hayal ediyorsanız, İstanbul travestilerini tanımadan geçmeyin. Şimdi kalkın, kimsenin sizi durduramayacağı bir hayat yaşamak için adım atın.
Unutmayın, hayat kısa. Fakat o kısa anı daha renkli ve kahkahalı yapmak sizin elinizde.
