istanbul travesti yaşamları

İstanbul Travesti Yaşamları: Şehirde Bir Gün Rengarenk Geçiyor!

Günümüz konusu, “İstanbul travesti yaşamları.” Ama merak etme, sıkıcı bir tarih dersi vermeyeceğim. Bunun yerine, kah kahkahalarla güleceğimiz, kah “Vay be, helal olsun” dedirtecek bir yolculuğa çıkıyoruz! Bugün sana İstanbul’un sokaklarında, kafelerinde, gece kulüplerinde ve hatta minibüs muhabbetlerinde dolaşan rengarenk bir dünyayı anlatacağım.

İstanbul’un Nabzını Tutmak

Ah İstanbul! Ortaköy’ün kumpiri, Moda’nın kahvesi, Beşiktaş’ın balıkçısı ve bir de bu şehrin tam ortasında rengarenk kartpostal gibi yaşayan travesti topluluğu. Kim mi onlara rengarenk dedi? E, başka türlü anlatılamaz ki! Sokakları sadece yürüyerek değil, aynı zamanda sanatı, eğlencesi ve mücadeleleriyle aydınlatan insanlar onlar.

Bir düşün, sabahın erken saatlerinde Taksim’in dar sokaklarında yavaş yavaş uyanan bir hayat var. Kah kafelerde kahvaltıya başlıyor kah “off, bugün trafik daha fena olacak” diye söyleniyorlar. Diğer yanda geceye hazırlanan, aynanın karşısında göz makyajıyla adeta bir sanat eseri yaratan arkadaşlarımız. İstanbul onların evi, podyumu ve meydanı!

Sabah Kahvaltısı ve Küçük Dramatik Anlar

Travesti yaşamı sabah kahvesiz başlar mı? Tabii ki hayır! Cihangir’de bir kafede oturmuş, turunç reçelli ekmeklerini yerken sabaha dair dedikodular alttan alta akıyor. Yalnız sabahın dramatik anları olmadan tamamlanır mı diye sorarsanız; asla! Yeni alınan kemerin tokası kopmuştur ya da Instagram’da paylaşılan story’e kalp atmayan o kişi yüzünden arkadaş masasında bir iç hesaplaşma yaşanmıştır.

Ama bu sabah da gülerek, biraz da göz devirmeyle başlıyor. Çünkü yaşam bu; her an yeni ve komik bir olay kapıda!

İstanbul Travesti yaşamları İçin Çalışma Hayatı Daha Şık Olur mu?

Bir yanılgıyı düzeltelim; çoğu kişi travestiler sadece gece hayatında çalışıyormuş gibi düşünür. Hadi oradan! Istanbul’un travesti camiasında her meslekten insan var. Dizüstü bilgisayarıyla toplantılara katılanlar, bir moda evi için tasarımlar yaratanlar, sağlık sektöründe çalışanlar… İş hayatındaki yeri ne olursa olsun, bu bireyler, kişisel stillerinden hiçbir şekilde ödün vermiyor. Çünkü karşınızda bir travesti varsa, en sıradan iş gününü bile şıklığa dönüştürebilir.

Hele o “Hadi alışveriş yapalım” molaları yok mu? İş yerinden çıkıp Nişantaşı’ndaki butiklere indiklerini düşün. Bir deneme kabini, beş farklı elbise! İşte enerjiyi buradan alıyorlar.

Toplu Taşıma Maceraları ve İstanbul Travesti Yaşamları

“Minibüs hikayeleri olmadan bir Istanbul anlatımı eksik kalır!” demiş ünlü düşünürlerden biri… Ya da dememiş olabilir, ama bu bizim travesti topluluğu için kesinlikle doğru. Yüksek topuklularıyla kalabalık minibüse binmeye çalışan bir arkadaşımızı hayal edin. O ince koridorda dengede kalmak Fen Bilimleri Olimpiyatı kadar zorken, şoförün gaz fren dengesi anlatılmaz, yaşanır!

Ama asıl güzellik burada çıkıyor işte. Bir yandan yanındaki teyze ile “E, trafik yine şahane!” sohbeti başlar, öte yandan birkaç kişi adeta “Ne kadar cesur ve stil sahibi bir insan!” diye düşünür. Önyargılar burada ufaktan erir gider.

Akşamüzeri Hazırlıkları ve Gece Hayatı

Tabii akşam demek, İstanbul’un travestileri için genelde gecenin başlangıcı demek! Şimdi biraz detay veriyorum, dinleyin. Makyaj masasının başında dev bir ayna, rengarenk far paletleri, ışıltılı rujlar… Ardından dolaptan çekilen o özel kıyafet – modumuza göre ya simli ya da tamamen deri!

Sonrası mı? Beyoğlu şov geceleri, Şişli bar turları ya da daha sakin biri için Caddebostan sahil yürüyüşü. Ama ister dipdibe dans edilen mekânlar, ister havalı kokteyllerin içildiği barlar olsun, travesti topluluğu, bulunduğu yere mutlaka enerji getirir.

Bir mekâna girdiklerini düşün, etraftaki herkes ufak bir enerji yenilenmesi yaşıyor! Çünkü onların dünyasında “Hayat kısa; parlamaktan korkma!” gibi bir motto var.

Mücadelelerin Ortasında Gülümseyebilmek

Elbette travesti olmak İstanbul gibi bir şehirde her daim kolay değil. Önyargılar, maalesef bazen bir tebessümle değil, bir omuz silkişiyle bile kırılmaya direniyor. Ama onlar buna rağmen gülümsemeyi, yürümeyi ve yaşamayı sürdürüyor.

Bir travesti birey sabah aynaya bakarak şunu diyebilir; “Hayat zor olsa da ben buradayım ve güzellik katmaya devam edeceğim.” Ve geceye hazırlandıkları kadar mücadelelerine de hazırlanıyorlar. Protestolar, farkındalık etkinlikleri ve tabii ki dost destekleriyle ayakta kalıyorlar.

Birlikte Daha Güzel Günlere

Söylemesi kolay ama uygulaması zor olabiliyor bazen; herkes herkesi anlamayabilir. Ama birbirimizi anlamak, toplumun herkes için daha yaşanabilir bir yer olmasını sağlıyor. Travesti bireyler hayatın bir parçası, İstanbul’un kocaman bir ailesinin üyeleri.

Öyleyse ne yapmalıyız? Öncelikle tanımaya, gülümseyerek selamlaşmaya ve önyargılarımızı bir kenara bırakmaya başlamalıyız. Bu şehir hepimizin, sesleri de, renkleri de, hikayeleri de!

Scroll to Top