Size, “Travestilik nedir?” sorusunu en eğlenceli ve samimi şekilde anlatmayı kendime görev bildim. Şöyle bir arkanıza yaslanın, çünkü bu yazıda kahkahalar ve duygu seli garanti! Otobüs muavinlerinin ‘arkaya ilerleyelim’ repliği kadar doğal ve günlük bir konu olan travestiliği gelin, beraber keşfedelim.
Önce Bir Dur, “Travestilik Nedir?” Konuşalım
Tamam, itiraf ediyorum, “travestilik nedir?” sorusu Google’da cevabını aradığınızda düz bir tanımla karşınıza çıkabilir. Ama biz burada düz cümle sevmeyiz, değil mi? Direkt karnına yumruk gibi giriyorum; travestilik, kişinin cinsiyet kimliği ya da doğduğu biyolojik cinsiyetten farklı bir şekilde kendini ifade etmesidir. Giyimi, kuşamı, davranışları ya da enerjisiyle kendini özgür ve “ben buradayım!” demenin en cesur yollarından biridir.
Ama yanlış anlamayın; bu bir tiyatro oyunu değil! Travestilik bir yaşam biçimi, bir ifade sanatı, bir özgürlük manifestosudur. Tek stile sıkışıp kalanların aksine, travestiler kıyafetiyle ve tavrıyla toplumu sorgular, biçime meydan okur. Kısacası, “Bırak stereotipleri, istediğim gibi davranırım,” der. Düşünsene, bir simitçinin standına kremalı croissant koyması kadar tabuları yıkıcı bir şey bu!
Sadece Yargılarınızı Değil, Mizah Duygunuzu da Hazırlayın
Bak, travestilik meşakkatli bir şeydir derler. Ama kimse anlatmaz; travestilik aynı zamanda hayattan keyif alma sanatı! Diyelim ki Adnan Menderes Havalimanı’ndan İstanbul’a uçuyorsunuz ve yanınızda bir travesti oturuyor. Birinci sıradan girmişsiniz uçuşa ama o özgüveniyle masayı direkt tersine çeviriyor. Bütün uçak kabini bir anda podyuma dönüşüyor!
Travestilerin yaşadığı zorluklar harici, dünyaya kattığı neşeyi görmezden gelmek büyük haksızlık olur. Onların dünyanın gri taraflarına kattığı renkler, bir Picasso tablosu gibi her bakışta yepyeni şeyler hissettiriyor. Yani, sadece bir travestiyle karşılaşmak bile hayata dair bakış açınızı genişletebilir. Ve bir not bırakıyorum buraya; ayakkabıda yanlış kombin yapmayı bırakın, sevgili okuyucularım. Kimden mi öğreneceksiniz? Tabii ki travestilerden!
“İstanbul Travestileri” Demişken…
Arkadaşlar, İstanbul demek, hayatın tüm çeşitliliğiyle yaşandığı şehir demek. Bir İstiklal Caddesi düşünün; modern tabiriyle “aura taşıyan” binlerce insan arasında topuklu ayakkabıların ritmini tutturan bir travesti fark ettiğiniz anda, işte oradayız. Şehrin kaosuna düzen getirendir travestiler.
Travestiler İstanbul’un sessiz kahramanlarıdır desem, kim isyan eder? Süper kahramanların maskesi varsa, travestilerin de kırmızı rujları var. İlah gibi girdikleri her mekânda bir anda dikkatler onların üzerinde toplanır. Mecidiyeköy metrobüs durağının homurdanan kalabalığında bile enerjileriyle ortalığı aydınlatabilirler.
Ama ne yazık ki, tabular ve ön yargılarla baş başa kalıyorlar. Hatta bazı günler sırf kim olduklarını seçtikleri için, gözle görünmeyen bir savaş veriyorlar. Ama dur bak, şimdi buraya gevşek mizaha kaçmayacağım çünkü mesele ciddi. Düşünsenize, sırf ‘farklı’ olduğu için yargılanan kaç kişiyi tanıyorsunuz? Fatura kuyruğunda bile insanlar yanındakine “Bak, bizi solladı” derken bile yargılar belli. İşte travestiler, bu yargıları kırmanın canlı kanıtı.
Travestilik, “Ben Buyum” Deme Cesaretidir
Komik ve samimi bir dille anlattık, evet. Ama şimdi düşünelim. Travestilik nedir? Kendin olma özgürlüğüdür. Toplum olarak kıyafetimize, makyajımıza, davranışlarımıza sıkıştığımız şu düzende bir travesti çıkıp “Benim hangi kutuya sığıp sığmadığım umurumda değil,” diyorsa, eteğini parçalayın ve onun ekibine katılın.
Bakın, işte burası önemli. İstanbul travestileri veya başka herhangi bir şehirdeki travestiler yalnızca kendilerini ifade ederek yaşıyorlar. Dünyayı dönüştürmek değil, kendi dünyalarında huzurlu olmanın peşindeler. Sizce, kendi mutluluğunu ve özgürlüğünü yaratmaktan daha devrimci ne olabilir?
Son Söz ve Bir Çılgınlık Tavsiyesi
“Travestilik nedir?” sorusunun cevabı, sadece bir yaşam tarzı değil. Aynı zamanda cesaret, kahkaha ve renk dolu bir dünya yaratmaktır. Belki bugünden sonra travestilere bakış açınız bir nebze değişir, belki değişmez. Ama siz bir durun ve kafanızdaki tüm kurallar defterini kapalı tutun. Belki de hayat, içinde travestilerin yeri olduğunda çok daha güzel olabilir.
O yüzden hadi bakalım İstanbul, biraz daha renklenmeye ne dersin? Ne o, daha otobüs durağında duyduğun “abi büyük konuşma” çığlıklarından sıyrılamadın mı? O zaman hala öğrenilecek çok şey var demektir. Çünkü hayat, biraz cesaretle güzelleşmiyor mu zaten?