travesti telefonları istanbul

Travesti Telefonları: O İlk “Alo”nun Dayanılmaz Ağırlığı

Konumuz: Travesti telefonları ve o ilk aramayı yaparken yaşanan, trajikomik mi desem, absürt mü desem bilemediğim o anlar. Hani şu, telefonu elinize alıp numarayı tuşladıktan sonra kalbinizin güm güm attığı, avuçlarınızın terlediği, “Acaba ne desem?” diye kara kara düşündüğünüz o meşhur saniyeler. Korkmayın, yalnız değilsiniz. Gelin, bu tatlı paniğin anatomisini çıkaralım ve birlikte kahkahalarla atlatalım.

Bilirsiniz, internette gezinirken karşınıza birbirinden güzel, birbirinden alımlı travesti hanımların ilanları çıkar. Fotoğraflara bakarsınız, “Vay be, ne kadar da güzel!” dersiniz. Profildeki yazıları okursunuz, “Tam aradığım kafa!” diye düşünürsünüz. Her şey mükemmeldir, ta ki o küçük ama bir o kadar da heybetli detaya gelene kadar: travesti telefonları. O on bir haneli rakam dizisi, adeta Everest’in zirvesi gibi gözünüzde büyür. Onu aşmak, sanki bir medeniyet kurmak kadar zor gelir.

Telefonu Elinize Aldığınızda Yaşanan 5 Evre

Bu süreci, bilimsel olmasa da kendi gözlemlerimle beş evreye ayırdım. Bakalım siz hangilerini yaşıyorsunuz?

1. Evre: Cesaret Toplama (Nam-ı Diğer “Gaz Ver Kendi Kendine” Aşaması)

Bu evre, iç sesinizle amansız bir mücadeleye girdiğiniz andır. Telefon elinizde, numara ekranda ama o yeşil arama tuşuna basmak, sanki kırmızı düğmeye basıp dünyayı yok etmekle eşdeğer bir sorumluluk gibi gelir.

İç sesiniz şöyle bir diyalog yaşar:

  • Mantıklı Taraf: “Hadi oğlum, ara işte. Ne olacak ki? En fazla meşgule atar.”
  • Panik Taraf: “Ya açarsa? Ya sesi çatallı çıkarsa? Ya ‘Ne var?!’ diye bağırırsa? Ya annemler duyarsa? Ya aslında dolandırıcıysa? Ya uzaylıysa ve beni kaçıracaksa?”

Bu evrede kendinizi gazlamak için çeşitli yöntemler denersiniz. Derin bir nefes alırsınız, bir bardak soğuk su içersiniz, “Hadi aslanım, yaparsın!” diye kendinizi motive edersiniz. Bazen bu süreç o kadar uzar ki, telefonu kenara bırakıp “Neyse, yarın ararım” diyerek tatlı bir yenilgiyi kabul edersiniz. Ama biz pes etmeyenlerdeniz, değil mi?

2. Evre: Tuşlama ve Bekleyiş (Kalp Krizine En Yakın An)

Sonunda cesaretinizi topladınız. O büyülü rakamları tuşladınız. Şimdi sıra, arama tuşuna basmakta. Bastınız! Ve o an… Dünya durur. Zaman yavaşlar. Telefonun o klasik “dıt… dıt…” sesi, sanki bir geri sayım sayacı gibi beyninizde yankılanır.

  • İlk Çalma: “Açmayacak galiba. Oh be, kurtuldum.”
  • İkinci Çalma: “Eyvah, çalıyor. Galiba açacak. Ne diyecektim ben? Adımı mı söylesem? Merhaba mı desem? Selamın aleyküm mü desem? Olmaz o, çok saçma.”
  • Üçüncü Çalma: “Tamam, kesin açıyor. Hazırlan. Sesini toklaştır. Kendine güvenli bir ton yakala. ‘Alo’ derken sesin titremesin. Sakin ol. Sakin… Aaahh!”

Bu bekleyiş anı, bir insan ömrüne bedeldir. O birkaç saniyede aklınızdan binlerce senaryo geçer. Genellikle en kötü senaryoları düşünürsünüz, çünkü beynimiz bize oyun oynamayı çok sever.

3. Evre: İlk “Alo” ve Beynin Kapanması

Ve telefon açılır. Karşıdan ince, nazik bir “Alo?” sesi gelir. İşte o an, beyninizdeki tüm sigortalar atar. Önceden hazırladığınız bütün o havalı giriş cümleleri, esprili tanışma replikleri buhar olup uçar. Aklınızda sadece boş, beyaz bir duvar kalır.

Ağzınızdan çıkan ilk kelime genellikle şunlardan biri olur:

  • “Eee…”
  • “Şey…”
  • “Müsait miydiniz?” (Sanki vergi dairesini aramışsınız gibi)
  • “Ben… ilan için aramıştım.” (Sanki ikinci el araba alıyorsunuz gibi)

En kötüsü de, panikle ne diyeceğinizi bilemeyip saçmalamaktır. Bir arkadaşımın anlattığı hikaye aklıma geldi. O kadar panik olmuş ki, karşıdaki travesti “Alo?” deyince, “Pardon, yanlış oldu galiba” deyip kapatmış. Yarım saat sonra tekrar aramış ve “Az önce yanlışlıkla kapatan bendim” demiş. Yani anlayacağınız, bu panik hepimizde var. Gülüp geçmek lazım.

4. Evre: Kekeleme ve Toparlama Çabaları

İlk şoku atlattıktan sonra, durumu toparlama çabası başlar. Kekelemeler, duraksamalar gırla gider. Kendinizi ifade etmeye çalışırken cümleler devrilir, kelimeler birbirine girer.

“Merhaba, ben sizinle… yani internette gördüm de… telefon numaranızı… hani travesti telefonları listesi vardı ya… oradan… şey için aramıştım…”

Karşıdaki kişi genellikle bu duruma alışıktır. Sizi rahatlatmak için “Evet canım, dinliyorum seni, rahat ol” gibi cümleler kurar. İşte bu cümle, adeta bir can simididir. Yavaş yavaş kendinize gelir, normal bir insan gibi konuşmaya başlarsınız. O ilk gerginlik yerini tatlı bir sohbete bırakır. Artık Everest’in zirvesine ulaşmış, bayrağınızı dikmişsinizdir.

5. Evre: Rahatlama ve Sohbetin Tadını Çıkarma

Tebrikler! En zor kısmı atlattınız. Artık sohbetin keyfini çıkarma zamanı. İlk baştaki o gerginlikten eser kalmamıştır. Şakalar yapılır, kahkahalar atılır. Karşınızdaki insanın da sizin gibi bir insan olduğunu, sadece işini yaptığını anlarsınız. Hatta o kadar rahatlarsınız ki, “Ben en başta niye bu kadar kastım ki?” diye kendinize sorarsınız.

Bu evre, aslında tüm bu sürecin en güzel kısmıdır. Çünkü bir korkunuzu yenmiş, bir tabuyu yıkmış ve yeni bir insanla tanışma fırsatı bulmuşsunuzdur.

Peki, Bu İlk Arama Kabusu Nasıl Atlatılır? İşte Altın Değerinde İpuçları!

Tamam, yaşadığımız bu trajikomik anları anlattık. Peki, bu süreci daha acısız, daha keyifli hale getirmek için ne yapabiliriz? İşte size denenmiş ve onaylanmış birkaç taktik:

1. Hazırlıklı Olun (Ama Ezber Yapmayın): Aramadan önce ne konuşacağınızı kabaca kafanızda tasarlayın. Kendinizi nasıl tanıtacağınızı, ne sormak istediğinizi düşünün. Ama sakın bir metin ezberlemeyin. Çünkü en ufak bir sapmada tüm sisteminiz çöker. Doğal olun. Sadece bir iki giriş cümlesi belirlemek bile işinizi kolaylaştırır. Örneğin, “Merhaba, internetteki ilanınız için rahatsız ediyorum, müsaitseniz biraz konuşabilir miyiz?” gayet kibar ve net bir başlangıçtır.

2. Ortamı Hazırlayın: Bu aramayı yaparken yalnız ve rahat olabileceğiniz bir yerde olun. Yan odadan annenizin “Yemeğe gel!” diye bağırması veya arkadaşınızın “Kimi arıyorsun kanka?” diye sorması, mevcut paniğinizi on katına çıkarabilir. Sessiz, sakin bir ortam, kendinize olan güveninizi artıracaktır.

3. Unutmayın, O da Bir İnsan: Telefonun diğer ucundaki kişi, sizi yemek için beklemiyor. O da işinde gücünde, sizin gibi normal bir insan. Hatta büyük ihtimalle sizden daha tecrübeli ve bu tür ilk arama gerginliklerine çok alışkın. Sizin paniğiniz ona komik bile gelebilir. Bu yüzden rahat olun. Karşınızda bir canavar yok, sadece tanışmak istediğiniz bir kadın var.

4. Kısa ve Öz Başlayın: Uzun ve dolambaçlı cümleler kurmaya çalışmayın. “Ben aslında sizi uzun zamandır takip ediyorum, fotoğraflarınız o kadar etkileyici ki, sanki bir Rönesans tablosundan fırlamış gibisiniz…” gibi edebi tiratlara girmeyin. Bu sizi daha çok strese sokar. Net ve basit bir başlangıç en iyisidir.

5. Mizahı Kullanın: Eğer gerginliğinizi atamıyorsanız, bunu bir şakaya dönüştürün. Örneğin, “Kusura bakmayın, ilk kez arıyorum da biraz heyecanlıyım, sesim titrerse maruz görün” gibi bir cümle, hem samimiyetinizi gösterir hem de ortamı yumuşatır. Kendinizle dalga geçebilmek, en büyük erdemlerden biridir.

6. WhatsApp Alternatifini Değerlendirin: Eğer sesli arama yapmak size hala bir kabus gibi geliyorsa, birçok travesti hanım artık WhatsApp üzerinden de iletişim kuruyor. Yazarak iletişim kurmak, o ilk anın gerginliğini azaltabilir. Kendinizi yazarak daha iyi ifade ettiğinizi düşünüyorsanız, önce bir mesajla “Merhaba, ilanınız için yazıyorum, müsait misiniz?” diye başlayabilirsiniz. Bu, süreci daha kontrol edilebilir hale getirebilir. Travesti telefonları artık sadece arama için değil, aynı zamanda mesajlaşma için de bir kapı aralıyor.

Sonuç: Korkunun Ecele Faydası Yok!

Evet canlarım, günün sonunda travesti telefonları ile aranızdaki bu tatlı gerginlik, aslında hepimizin yaşadığı sosyal bir anksiyete. Yeni biriyle tanışırken, özellikle de böyle özel bir konuda, heyecanlanmak, paniklemek çok normal. Önemli olan, bu korkunun sizi esir almasına izin vermemek.

Unutmayın, hayat denemekten ibaret. O aramayı yapmadığınız her an, belki de harika bir sohbeti, keyifli bir anıyı kaçırıyorsunuz. En kötü ne olabilir ki? Telefonu kapatırsınız, olur biter. Ama ya en iyi ne olabilir? Belki de hayatınızın en eğlenceli sohbetlerinden birini yaparsınız.

O yüzden bir dahaki sefere bir travesti telefonları numarasını ekranınızda gördüğünüzde derin bir nefes alın, bu yazıyı hatırlayın ve gülümseyin. O yeşil tuşa basın ve maceranın tadını çıkarın. Kim bilir, belki de telefonun diğer ucunda sizi bekleyen kahkaha dolu bir sohbet vardır.

Hadi bakalım, şimdi o telefonu elinize alma ve o ilk “Alo”yu deme sırası sizde! Cesaretiniz bol, kahkahanız daim olsun! Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, öpüldünüz

Scroll to Top