Efendim, eğer travesti camiasından birini tanıdıysanız (ya da tanıyorsanız), bilirsiniz ki cilt bakımı mevzusu bizde kişisel bir hobi değil, adeta bir yaşam biçimidir. Öyle ki bazı travestilerin cilt bakım ritüelleri izlerken bir National Geographic belgeseli tadı verebilir. Her adımına şahit oldukça, doğanın mucizelerine şapka çıkarırsınız. Haydi bugün hem bu mucizelere hem de travesti dünyasının cilt bakım sırlarına bir ışık tutalım.
Cilt Bakımı Olmadan Travesti Olunmaz!
Travesti camiasında ilk ders şudur dostlarım: “Cildin sana ihanet ederse, sahne ışıkları senden yüz çevirir.” Tabii ki burada mecazi anlamdan bahsediyoruz ama ciddi ciddi alınması gereken bir konu bu. Yumuşacık bir ciltle birbirine yağ gibi kayan makeup’lar her travestinin rüyasıdır. Yoksa fondötenin yüzümüzde kabuk maymunu gibi durması içimize dert olur.
Travestiler arasında cilt bakımı demek, günlük hayata hükmeden bir disiplindir. Yemin ederim, bazı sabahlar cildine nazar duası okutan travestilere bile rastladım. Var böyle enteresanlıklar! Ama işte bu kadar üzerine titrememizin sebebi sadece güzellik değil; aynı zamanda kendimize duyduğumuz saygıdır.
Güzellik Endüstrisinin Gizli Kahramanları
Mesele sadece düzenli bakım yapmakla bitmiyor. Travestiler genelde piyasadaki cilt bakım ürünlerini Sherlock Holmes gibi inceler, her biri hakkında bilimsel makale hazırlarcasına fikir sahibi olur. Hangi serum cildi parlaklaştırır, hangi tonik gözenekleri temizler… Bizden kaçmaz, o şişenin üzerindeki “hiyalüronik asit” yazısını ezberleriz.
Bitmedi, güzellik markalarının tester standları travestiler için adeta birer keşif laboratuvarıdır. Sephora ise bizim NASA’mızdır. Gidip orada bir krem donanmışsınız gibi hissediyorsanız, bilin ki bir travesti olmuşsunuz demektir!
Cilt Bakımı Rutininde Cephanelik Gibi Çekmeceler
Bir travestinin banyosuna girdiniz diyelim, sakın şaşırmayın. Raflar tıpkı bir güzellik market gibi doludur. Sabah kalktığınızda göreceğiniz ilk şey peeling scrub olabilir. Arka rafta serumlar ve gece maskeleri de endamını gösterir. Ve tabii ki olmazsa olmazlarımız; güneş kremi! Bazıları o kadar hassas ki sanırsınız güneşe “Mahkeme kararıyla uzaklaştırma emri çıkardım,” diyorlar.
Sabah bakım rutinimiz mi? Durun saymakla başlıyoruz:
- Cilt Temizliği: Misel su ya da köpüklü bir yüz temizleyici kullanılır. “Geceden kalan makyaj var mı?” diye teknik inceleme yapılır.
- Tonik: Gözenekleri sıkılaştıran bir tonik cilde nazikçe sürülür ki sabah selamımız pürüzsüz olsun.
- Nemlendirme: Annemiz bile bizle bu kadar ilgilenmemiştir, ama nemlendiricimiz ilgilenir. Cilde minik minik masajlar yaparız.
- Serum: Hangi serumun ne kadar lazım olduğunu adınız kadar bilirsiniz.
- Güneş Kremi: En önemli adımdır! Bu adımı atlayan varsa selülitsiz yaşam vaat eden diyet listesi kadar gerçek dışı hareket ediyordur.
Peki, bu kadar bakımın sonucunda ne oluyor? “Botox yaptırmıyor musunuz?” diye soranlar bolca oluyor tabii. Halbuki botoxa yüz çevirmek, rutine sadakatsizliği getirmez.
“Ben Doğalım” Diyenler, Peki Biz Ağaç Kabuğu Muyuz?
Şimdi burada bir noktaya değinmek istiyorum. “Cilt bakım ürünü kullanmak haneye ihanet midir ki?” diyen bir sürü insan var. Misal, diyelim ki biri diyor ki “Ben sadece zeytinyağı sürüp yatıyorum.” Aman hanımlar ve beyler, zeytinyağı günlük cilt bakımının cevheri olsa İtalya şu an dünya güzellik tahtında oturmuş olurdu. Biz denedik, kırışıklıkları değil yemek yapma yeteneğimizi artırdı sadece.
Travesti camiasında doğal ürünleri de severiz ama biraz abartı var. Hindistancevizi yağıyla makyaj temizlemek? Plaj çantasında kalsın, bakım rutininizi mahvetmesin derim.
Tabii ki bu kadar konuşmuşken kimyasal değil doğal yöntemleri sevenlere de selam vermemek olmaz. Limon maskesi yapan mı dersiniz, bal kaşıklayan mı… Ama her şey kararında. Travestiler arası kriz çıkmasın diye bu da bir dipnot!
Maskelerin Kraliçeleri Travestiler
Bir de maske kullanımı mevzusu var ki, evlere şenlik! Ciddi ciddi haftalık maske düzeni kurmuş travestiler tanıyorum. Pazar günleri Amerikan dizisi izler gibi oturup bir sheet mask koyuyorlar suratlarına. Sonrası ise ilahi parlaklık! Öyle ki, maskeyi çıkarınca bir ışık huzmesi “şu tarafa bakın, güzellik burada” diye bağırıyor resmen.
Burada önerimiz şu olur; düzenli olarak kil maskesi veya nem maskesi yapmak haftada bir cildi resmen kendine getiriyor. Özetle, bizim maskelerimiz sadece cadılar bayramına değil, bütün haftaya yayılır.
Cilt Sorunlarıyla Mücadele Edenlerin Gizli Savaşçılığı
Sadece ışıltı değil, travesti camiasında sivilce, leke, kızarıklık gibi cilt problemleriyle uğraşanlar da var. Ama gelin görün ki o mücadeleler adeta bir kahramanlık hikayesi gibidir. Sivilceyle savaşan travesti, bir süper kahraman titretişindedir.
Burada önemli bir bilgi notu ekleyelim. Cilt bakımı rutini oluştururken profesyonel destek alınmalı. Dermatolog dostlarımız bizim bu yolculuktaki gizli güçlerimizdir. Eğer bir cilt problemine çözüm bulamıyorsanız, cidden uzmanına danışmak altın değerinde.
Cilt Bakımından Daha Fazlası
Cilt bakımı dediğimiz şey aslında dıştan çok içten gelen bir öz sevgi. Kendinizi ne kadar sever, bakımınıza o denli özen gösterirsiniz. Travesti camiasında bu öz sevgi resmen bir yaşam şeklidir. “Benden kötüsü mezarda” felsefesi biraz espri, biraz gerçeklik barındırır. Güzellik sadece dışarıda değil, içimizde de var.
E, tabii ki; İstanbul’un tüm kaosunu ve günlük koşuşturmasını aşarken üzerimizde “bazı şeylerin kontrolü bizde” demenin keyfi paha biçilemez.
Cilt bakımını bu kadar eğlenceli hale getiren şey aslında bütün bu ritüeller üzerinden kendi hikayemizi yazmaktır. Herkesin cilt bakım rutini kendine özeldir. Kimimiz evde yoğurt sürerek mutlu olur, kimimiz kore maskesiyle kendini bulur. Ama ortak noktamız şu ki, cildimize bakarken aslında kendimize bakıyoruz.
Bundan böyle cildinize sürmeye başlayacağınız rutini sabır, sevgi ve biraz da mizahla yapın. Çünkü unutmayın, hiçbir krem, sizi sizden daha çok sevemez.