Hayat dediğin nedir? Gece galaksinin altında yıldızlara karşı yapılan kahkahalar mı? Yoksa günün ilk kahvesiyle gelen huzur mu? İşte tam burada devreye “Türk travestiler” ve onların uluslararası “kardeşleri” yani yabancı travestiler giriyor. Peki, bu harika topluluğu düşününce en akla gelen farklar ve ortak noktalar nelerdir? Hadi gelin, kahvenizi alın (ve belki bir leblebi tabağı hazırlayın), hem içten hem eğlenceli bir karşılaştırmaya dalalım.
1. Selamlaşma ve Samimiyet Sanatı
Türk travestiler bir odaya giriş yaptığında, varlıkları “Merhaba canım!”, “Aa sen de mi buradaydın!” gibi coşkulu nidalarla duyurulur. Ve tabii ki, öpücükler uçuşur! Eğer kendinizi bir Türk travestiler buluşmasında bulursanız, ikili yanaktan öpüşmesi ritüelinin modası geçmediğini hemen fark edersiniz. Biri size “Elalemin kızı” tadında şaka yaptığında yabancılık çekmeyin, bu aslında “bizdensin!” demenin farklı bir biçimi.
Yabancı travestilerde ise selamlaşma çoğu zaman bireysel tercihlere kalmıştır. Mesela bir Alman travesti sabah toplantısına yalnızca minik bir “Hi” diyerek girebilir. Ama olaya İspanyol bir travesti dahil olursa, işler değişir. Öpücükler mi? Olmazsa olmaz!
2. Mutfaktaki Beceriler
Türk travestilere mutfağın kralları ya da kraliçeleri diyebiliriz. Bir davete katılıyorsanız, masada börekler, sarmalar, baklavalar uçuşacaktır. Ve tabii ki, herkes kendi tarifinin daha iyi olduğunu söyleyecektir. Tatlı yiyip tatlı konuşan bu grup, size daha da samimi gelir çünkü sofrada yeriniz hep hazırdır.
Peki ya yabancı travestiler? Onlar da mutfağa oldukça hâkimdir ama iş genelde daha pratik tariflere kayar. Amerikan travestiler genelde “Potluck” toplaşmalarını tercih ederken, İtalyanlar mutfakta sizi taze makarnalarıyla etkilemeye çalışır. Aradaki en büyük fark, Türklerin sofralarının 2 metrekare boyutunda bir ziyafet masası hissi vermesidir. Yani, yemek konusunda Türkler bir adım önde gibi.
3. Moda Anlayışı
Moda, Türk travestiler için adeta bir sanat dalıdır. Bu topluluk için en önemli kural şudur: “İçine attığım hava kadar yansıttığım parıltı da önemli.” İstanbul’un eşsiz ruhunu bedenlerine bir tablosu gibi yansıtırlar. Özellikle sokak stillerinde karşınıza çıkan milyon dolarlık ayakkabılarıyla Nişantaşı sokaklarında süzülen bir travestiye hazırlanmalısınız. Hem ağır hem de büyüleyici bir atmosfer sunarlar.
Yabancı travestiler ise tarzda genelde biraz daha “relax” takılır. “Benim rahatlığım önemli, ama bi’ gösterişim olsun yeter” tarzı daha baskındır. New York sokaklarında dolaşan bir travesti belki aşırı cesur desenlerle kıyafetini tamamlar ama Türkiye’deki ihtişam biraz daha “tatlı bir drama” içerir. Kime sorarsanız sorun, sokaktan podyuma dönüşen Türk travestiler bir adım daha havalıdır!
4. Eğlence Kültürü ve Gece Yaşamı
Türk travestiler bir eğlenceye dahil olduğunda, kulağınızda “Ankara’nın Bağları” çalmaya başlamış gibi hissetmeye hazır olun! Yer yer göbek atmaya dönen, bol kahkahalı ve şarkılı bir ortamdır burası. Arada “Benim geçmişim orada kalsın!” nidalarıyla nostaljik anılara dalan bu topluluk, tam da çayını yudumlarken yeniden parlak dans pisti ruhuna bürünür.
Yabancı travestiler için eğlence genellikle tematik partilerde bulunuyor. Bir drag queen hikâyesinin en dramatik sahnesi, yaz akşamı verandasında tiyatro kulübüne dönüşebilir. Ve tabi ki geceyi absürt ama cesur kostümler süsler. Lakin Türklerdeki o ailevi sıcaklık dolu enerjiyi pek sık bulamazsınız.
5. Misafirperverlik ve Uzun Süren Vedalar
Türk travestilerin evine davet edildiğinizde büyük bir ihtimalle “Bir kahve içer misin canım?” ile karşılanırsınız. Ama durum sadece kahveyle kalmaz; sonunda kendinizi 10 çeşit tatlıyı mideye indirirken bulabilirsiniz. Buradan ayrılmanız da pek kolay olmaz çünkü ev sahipleri, “Hadi ama biraz daha otur!” diyerek sizi ikna etmeye çalışır.
Yabancı travestiler ise genelde planlanmış zaman aralıklarında daha disiplinli bir misafirperverlik sağlar. “Bir saat sonra işlerim var ama sen gelmek istersen beklerim” modu sıkça karşınıza çıkabilir. Türk travestilerin “Bana müsait olduğun gibi gel” coşkusu ise bambaşka!
6. Duygusallık ve “Her Şey Birazcık Film Tadında”
Türk travestiler yalnızca bir topluluğun üyesi değil, adeta birer dram kraliçesi veya kralıdır. Bir şey anlatılırken fonda ağlama sahnesi mi çalıyor? Kimse şaşırmaz. Yine de, bu abartı duygusallık olgusu bir o kadar gerçekçidir ve çevresindekilere sıkı sıkıya bağlanmayı da getirir.
Yabancı travestiler biraz daha mantığın yanında kaldığı için bir olay karşısında “Buna neden bu kadar tepki veriyorsunuz?” diyebilecek profillerdir. Ama bir Fransız travesti size aşk hikâyesini anlatıyorsa, ona da dikkat; destansı bir romantizm yaşatabilir. Yine de, Türk travestilerin içtenliği sizi sarıp sarmalar.
Türk travestiler, eğlenceli şov ruhunu, mutfaktaki maharetleri ve aile sıcaklığını birleştirirken yabancı travestiler bireysel farklılıkları keşfetmeyi seven maceraperest kişiliklere sahiptir. Yani, Türk travestilerle vakit geçirmek kendinizi evinizde hissettirirken, uluslararası topluluklarla dünyaya açılmanın enerjisini hissedersiniz.
Her iki topluluğun da kendi büyüsü, kahkahası ve göz alıcılığı vardır. Ama tek bir gerçek her zaman sabit; hayat, bu güzel ruhlarla birlikte çok daha renkli!