Bugün, size onun eğlenceli, kimi zaman şaşırtıcı ama kesinlikle etkileyici dünyasından bahsedeceğim. Başrolde ise elbette “Şişli’deki travesti” dostum! Aynı anda hem kaotik hem de huzurlu olabilen, milyonlarca hikayeyi içinde barındıran şehir. Ve bu şehirde bir semt var ki, onun adı bile çağrışımlarla dolu; Şişli. Kafelerin, dükkanların, apartmanların cıvıltısıyla her daim ayakta kalmayı başaran bir yer. İşte bu Şişli’de bir arkadaşım var; hayatıma kattığı neşe ve enerjiden bahsetmeden edemem.
Şişli; Dostumun Hikayesine Sahne Olan Semt
Şişli dediğin, bir rüyalar diyarı. Tatlı bir kahve kokusu sokakların köşesine sinmiş, arada duyulan kedilerin miyavlaması ise bu semtin doğal melodisi. Ama asıl benzersiz olan, buraya yerleşmiş insanların sıcaklığı ve birbirinden farklı hikayeleri.
Benim travesti dostum da Şişli’nin bu rengarenk mozaiğinin en parlak taşlarından biri. Sokağa adımını atar atmaz dikkatleri üzerine çeken, durduğu an bile çevresine ışıltı saçan birisi. Kıyafetleri, enerjisi ve hayat dolu gülüşüyle her zaman “Buradayım, varım!” diyor.
Şişli’yi onunla birlikte gezerken, bambaşka bir gözle görüyorsunuz; zira o, bu semti bir müze gibi değil, kendi sahnesi gibi kullanıyor. Ya o sokaklarda attığı kahkaha? Ona kulak verdikten sonra Şişli’de bir gün geçirmenin sıkıcı olabilmesi imkansız!
Onunla Tanışmamız
Şişli’ye taşındığımda, apartman sohbetlerinin ne kadar etkili olabildiğini hiç bilmiyordum. Bir gün merdivenlerde karşılaştık; elinde bir pazar çantası, tuhaf ama çok çekici bir şapka takmıştı. “Selam yeni komşu, yardıma ihtiyacın varsa elimde ne varsa paylaşırım. Canın hamur işi çekerse de uğra!” dedi. Bu samimi karşılamanın ardından sürdüğümüz dostluk, bugünlere kadar geldi.
İlk başlarda onun enerjisine yetişemeyeceğimi düşündüm. Ama anladım ki mesele yetişmek değil; onun ritmini yakalayıp akışa dahil olmak. Zira onun o enerjik hali, yaşadığı semtin temposundan daha azını kabul etmeyen bir yaşam stili.
Şişli’deki Hayat
Şişli’yi Şişli yapan detayların başında kesinlikle insanları geliyor. Burada bir apartmanın önünden geçerken bir sokak sanatçısının gitar çaldığını, köşede küçük bir esnafın sempatik espriler yaptığını ya da kafede oturan insanların kahkahalarla sohbet ettiğini görebilirsiniz. Şişli’deki travesti dostum için buranın bu çeşitliliği, özgürlüğün başka bir hali.
O, kendisini Şişli’nin sokaklarında özgür hissederken aynı zamanda burayı özgürleştirenlerden biri. Sadece bir birey değil, aynı zamanda bir simge gibi… Şişli’de bir araya gelen o kadar farklı enerjiyi tek bir kişide buluşturuyor diyebilirim.
Mesela en sevdiği aktivite, semtin vintage mağazalarını gezmek. Her seferinde “Bak şimdi burada ne bulacağım!” diye heyecanla daldığı dükkandan asla beklediğiniz şekilde çıkmaz. Bir gün elinde fosforlu bir elbise tutarken, ertesi gün gotik tarz bir kolye ile karşınıza çıkabiliyor.
Semtin Gecesi; Hadi Eğlenceye Katıl
Şişli sokaklarını gündüz ne kadar severseniz sevin, gece ışıkları yandığında başka bir aleme dönüşüyor. Benim dostum için gece, bir tür parlamayı ifade ediyor. Akşam saatlerinde Şişli’nin köşesinde bir kahve içmeye oturursanız, onu yüksek topukları ve dans müzikleriyle önünden geçerken görebilirsiniz.
Hiç unutmuyorum, bir gün beni de gece hayatına dahil etmişti. Kulüplerde dans etmekten tutun, sabahın ilk ışıklarına kadar sokaklarda sohbet etmeye kadar uzanan, tarifsiz bir geceydi. İnsanların onunla kolayca iletişim kurması ve onun da etrafına pozitif enerji yayışı tam bir “Şişli klasiği” dememin sebebi işte bu.
Birlikte Yaşanmış Anılar
Şişli’deki travesti demek, sadece bir kişi değil; yerine göre bir arkadaş, yaşam koçu ya da eğlence kaynağı. Bir gün canım sıkıldığında beni zorla çıkarmış ve “Senin suratındaki bulutları güneşle dağıtmaya geldim” demişti. Onun bu hayat dolu tavrı, çevresindekilere sürekli ilham veriyor.
Bir başka gün ise kolları sıvayıp benim için mutfağa girdi; elindeki malzemelerle hazırladığı yemekler mi? Efsane! Ama tartışmasız en sevdiğim şey onun o masa sohbetleri… Hayata dair espiriler, ironiler ve hiç beklenmedik hikayelerle masayı adeta bir talk show sahnesine çeviriyor.
Travesti Arkadaşımın Mottosu
Onun hep dediği bir şey var; “Kendin ol ve hayatta kimseyi kendin gibi yapma. Şişli gibi ol; herkese yer aç!” Gerçekten de Şişli ile özdeşleşmiş bu felsefe, onun hayat mottosu. Semtin çeşitliliği, hareketliliği ve özgürlüğü; onun kişiliğinde can bulmuş gibi.
Onun sayesinde, İstanbul’da yaşamak sadece bir macera değil, aynı zamanda sürekli bir öğrenme süreci. Ondan öğrendiğim en büyük şeylerden biri de şu; hayat, küçük güzellikleri sevmeyi başardığında daha anlamlı hale geliyor.
Şişli Ruhunu Taşıyanlar
Şişli’deki travesti dostların ruhuna dokunmak için o sokaklarda geçirdiğiniz vakit yeterli. Herkesin hikayesinin bir parçası olan, bazen tamamen o hikayenin kendisi haline gelen bu insanlar, aslında yaşama çok şeyi öğretiyor.
Onlarla zaman geçirirken hayatın o monoton akışının hızla yok olduğunu ve yerini bir çeşit özgürlüğün aldığını hissediyorsunuz. Çünkü Şişli’deki travesti dostum gibi insanlar, hayattan korkmamayı ve yaşamı büyük bir neşeyle kucaklamayı gösteriyor.
Vedalaşmadan Önce Bir Kahve İçelim Demek…
Son olarak, Şişli’ye yolu düşenlere sesleniyorum! Köşe kafelerden birine oturun, insanları izleyin ve o atmosferi soluyun. Kim bilir, belki Şişli’deki travesti bir arkadaş kadar ilham verici biriyle tanışırsınız.
O zaman ne yapıyoruz? Çayınızı, kahvenizi alıp Şişli sokaklarının eğlenceli atmosferine dalıyoruz ve hayatı daha dolu dolu yaşıyoruz!